O şimdi bir mektup yazıyor.
- Sie schreibt jetzt einen Brief.
Eğer bu program yoksa, şimdi indirebilirsiniz.
- Wenn Sie nicht über dieses Programm verfügen, können Sie es jetzt herunterladen.
O şimdiye kadar okuduğum en iyi kitap.
- Es ist das beste Buch, dass ich bis jetzt gelesen habe.
Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
- Shall we start the meeting now?
Şimdi havaalanındayım.
- I'm at the airport now.
Tom şu ana kadar birden fazla iş teklifi aldı.
- Tom certainly has had more than one job offer by now.
Tom'un şu ana kadar Boston'da olması bekleniyor.
- Tom is supposed to be in Boston by now.
Bu çılgınca bir fikir gibi görünebilir fakat sanırım hemen şu anda Tom'u ve Mary'i ziyaret etmeye gitmeliyiz.
- It may seem like a crazy idea, but I think we should go visit Tom and Mary right now.
Onu hemen yapabilir miyim?
- May I do it right now?
Şu an uzun eteklerin modası geçmiştir.
- Long skirts are out of fashion now.
Şu an sadece ısınıyorum.
- I am only warming up now.
Şimdi bile, biz halen onun gerçek katil olduğundan şüpheleniyoruz.
- Even now, we still doubt that he is the real murderer.
Çabuk ol! Şimdiye dek hazır olman gerekir.
- Hurry up! You should be ready by now.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
I can't tell her now. It's not that simple anymore.
- Ich kann es ihr jetzt nicht sagen. Das ist nicht mehr so einfach.
If you're tired, why don't you go to sleep? Because if I go to sleep now I will wake up too early.
- Wenn du müde bist, wieso gehst du nicht schlafen? Weil ich zu früh aufwachen werde, wenn ich jetzt schlafen gehe.