Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
- This ship is not fit for an ocean voyage.
John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
- John is not as old as Bill; he is much younger.
Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
- I've got nothing to say to him.
Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
- There was nothing but an old chair in the room.
Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.
- If it had not been for her help, you would never have done it.
Tom öyle bir şeyin bir daha asla olmayacağını söyledi.
- Tom said that nothing like that would ever happen again.
Katiyen yapmayacaksın.
- You'll do nothing of the kind.
Tüm gün katiyen bir şey yemedim.
- I ate absolutely nothing the whole day.
Not knowing any better, I went ahead.