Yılın son güzel günlerinin keyfini çıkartıyoruz.
- Wir genießen die letzten schönen Tage in diesem Jahr.
Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
- Sie wird mindestens zwei Jahre brauchen, um für diesen Posten qualifiziert zu sein.
Neredeyse bir yıldır beraberiz.
- Wir sind nun schon fast ein Jahr beisammen.
Beni kaç yıldır tanıyorsun?
- Wie viele Jahre kennst du mich schon?
Saçı uzun değildi geçen sene.
- Voriges Jahr waren ihre Haare nicht lang.
Geçen sene bir dünya turu yaptım, bu sene yine başka bir yere süreceğim.
- Letztes Jahr habe ich eine Weltreise gemacht, dieses Jahr fahre ich mal woanders hin.
Ben dört yıldır Fransızca öğreniyorum.
- Ich lerne jetzt seit vier Jahren Französisch.
Onun iki yıl önce öldüğünü bilmiyor muydun?
- Weißt du nicht, dass er seit zwei Jahren tot ist?
Babası geçen sene ölmüş.
- His father died last year.
Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
- Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
İki yılda ilk kez bir film izledim.
- I saw a movie for the first time in two years.
Yıllar önce orada bir kale vardı.
- There was a castle here many years ago.
Babam yakında kırk yaşında olacak.
- My father will soon be forty years old.
On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.
- I learned to play guitar when I was ten years old.
Tom son iki yıldır para çalıyordu ve Mary bunu her zaman biliyordu.
- Tom was stealing money for the last two years, and Mary knew it all the time.
Böyle bir mikrodalga fırınla, her zaman Yılbaşı gecesidir!
- With a microwave oven like this, it's always New Year's Eve!
Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra.
- The Russians copy the French ways, but always fifty years later.
On yıl uzun bir zamandır.
- Ten years is a long time.
İskoçyalı ve en az on iki yıllık değilse, o zaman viski değildir.
- If it's not from Scotland and it hasn't been aged at least twelve years, then it isn't whisky.
Tom geçen yıl zor günler geçirdi.
- Tom had a rough time last year.
Tayfunlar her yıl zarara yol açar.
- Typhoons bring about damage every year.
It's quite difficult to master French in 2 or 3 years.
- Es ist ziemlich schwierig, Französisch nach 2, 3 Jahren zu beherrschen.
It is not rare at all to live over ninety years.
- Es ist überhaupt nicht selten, länger als neunzig Jahre zu leben.
I put on a little weight last year.
- Vergangenes Jahr habe ich ein wenig zugenommen.
This problem is akin to the one we had last year.
- Dieses Problem ähnelt dem, das wir vergangenes Jahr hatten.