iyiliksever

listen to the pronunciation of iyiliksever
التركية - الإنجليزية
philanthropic
kindly
charitable
bighearted
humanitarian
kind

She did not forget his kindness as long as she lived. - Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.

beneficent
big-hearted
good, kind, benevolent (person)
philanthropical
benefactor
benevolent, philanthropic, charitable
humane
good

Tom was a good Samaritan. - Tom bir iyilikseverdi.

big hearted
{s} benevolent
iyiliksever bir biçimde
bigheartedly
iyiliksever kimse
well-wisher
iyiliksever kişi
philanthropist
iyiliksever otokrat
(Ticaret) benevolent autocrat
التركية - التركية
Hayırsever
İyilikçi, hayırsever
İyiliksever
hayır sahibi
iyiliksever
المفضلات