He's trying to appeal to the least common denominator.
- O en küçük ortak paydaya itiraz etmeye çalışıyor.
I don't mean to object to your proposal.
- Amacım önerine itiraz etmek değil.
I don't mean to object to your proposal.
- Amacım önerine itiraz etmek değil.
She decided not to contest the charges in court.
- O, mahkemedeki suçlamalara itiraz etmemeye karar verdi.