Stability has been elusive.
- İstikrar zor bulunur.
Sami wanted stability.
- Sami istikrar istiyordu.
You've got to get a steady job.
- İstikrarlı bir iş bulmak zorundasın.
Tom is going steady with Mary.
- Tom Mary ile istikrarlı gidecek.
Bu mücadele kararlılıkla devam edecek.
- Bu mücadele istikrarla sürecek.
Kararlılıkla her şeyi başarırız.
- İstikrarla her şeye muvaffak oluruz.