istikbâl

listen to the pronunciation of istikbâl
التركية - الإنجليزية
future
the future
future gelecek
stability
futurity
aftertime
istikbal etmek
to future
التركية - التركية
Gelecek
Karşı çıkma, karşılama
Bir konuğu, gelen bir kimseyi karşılama
Gelecek zaman, ati: "Bütün hayatımı, bütün istikbalimi şartsız, kayıtsız bir erkeğin keyfine feda edemem."- Ö. Seyfettin
Gelecek (zaman), ati
(Osmanlı Dönemi) gelecek zaman
İSTİKBAL
(Osmanlı Dönemi) Ati, gelecek zaman
İSTİKBAL
(Osmanlı Dönemi) Karşılayış, gelen bir kimseyi karşılamak
İSTİKBAL
(Hukuk) Gelecek, ileride olacak; ati
istikbal etmek
Karşılamak
İstikbal
(Osmanlı Dönemi) GABİR
istikbâl
المفضلات