istifa etmek

listen to the pronunciation of istifa etmek
التركية - الإنجليزية
resign

He was forced to resign as prime minister. - Başbakan olarak istifa etmek zorunda kaldı.

Tom was forced to resign. - Tom istifa etmek için zorlandı.

quit

She's made up her mind to quit the company. - O şirketten istifa etmek için kararını verdi.

resigned
to resign

I don't want to resign my job at present. - Şu andaki işimden istifa etmek istemiyorum.

He has no choice but to resign. - İstifa etmekten başka seçeneği yoktu.

tender one's resignation
demit
submit one's resignation
resign one's office
step down
give up
to resign; to resign from
go out
vacate
step aside
throw up a job
istifa et
resign

The company appealed for people to take voluntary resignation. - Şirket insanların gönüllü olarak istifa etmeleri için yalvardı.

There is no reason why he should resign. - Onun istifa etmesi için bir sebep yok.

istifa et
{f} resigned

I've seen just now that the ambassador of Saudi Arabia has resigned. - Suudi Arabistan büyük elçisinin istifa ettiğini az önce gördüm.

There is a rumor that he has resigned. - Onun istifa ettiğine dair bir söylenti var.

istifa. etmek
resignation. to
التركية - التركية
çekilmek
istifa etmek
المفضلات