istersen

listen to the pronunciation of istersen
التركية - الإنجليزية
for the asking

It's yours for the asking, Tom. - İstersen bu senin, Tom.

The flower is yours for the asking. - Ne zaman isterseniz, çiçek sizindir.

if you like, for the asking
iste
{f} like

Would you like to dance with me? - Benimle dans etmek ister misin?

I'd like to go to London. - Londra'ya gitmek isterim.

nasıl istersen
however you like
iste
require

Reservations are required. - Rezervasyon isteniyor.

I am sorry, but I cannot meet your requirement. - Üzgünüm ama isteğinizi yerine getiremem.

iste
(Bilgisayar) request

Did you request a new desk? - Yeni bir masa istediniz mi?

When I asked him to lend me some money, he turned down my request. - Ondan bana biraz ödünç para vermesini istediğimde, o, ricamı geri çevirdi.

iste
(Bilgisayar) pull
sen nasıl istersen
as you wish
tabi istersen
of course
tabi istersen
if you want to
iste
adjure
iste
{f} willed
iste
{f} required

I would like to but I have a required course tonight. - İsterim ama bu gece gerekli bir kursum var.

Reservations are required. - Rezervasyon isteniyor.

iste
{f} appealing
iste
{f} requested

Tom has requested my assistance. - Tom yardımımı istedi.

He requested my assistance. - O benim yardımımı istedi.

iste
{f} craving

I have some cravings. - Benim bazı isteklerim var.

iste
adjure to
iste
covet
iste
crave
iste
want to

Do you want to go to the movies or to the theater? - Sinemaya mı tiyatroya mı gitmek istersin?

I want to go to London. - Londra'ya gitmek isterim.

iste
call for

Tom heard Mary call for help. - Tom Mary'nin yardım istediğini duydu.

They would call for help. - Onlar yardım istediler.

iste
{f} willing

An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources. - Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.

I assume you are willing to take the risk. - Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.

iste
adjure to be
iste
make a request
iste
want to be
iste
desired

Your English composition leaves almost nothing to be desired. - Senin ingilizce kompozisyonun neredeyse istenecek bir şey bırakmıyor.

Dan desired to kill Linda. - Dan Linda'yı öldürmek istedi.

dene istersen
(Argo) give it a burl
iste
want#to
iste
adjureto
iste
coveted
iste
wantto
nasıl istersen
anyway you like
التركية - التركية

تعريف istersen في التركية التركية القاموس.

iste
(Osmanlı Dönemi) becü
istersen
المفضلات