istemiyle

listen to the pronunciation of istemiyle
التركية - الإنجليزية
demanding
Present participle of demand
Requiring much endurance, strength, or patience
A demanding job or task requires a lot of your time, energy, or attention. He found he could no longer cope with his demanding job
People who are demanding are not easily satisfied or pleased. Ricky was a very demanding child
requiring more than usually expected or thought due; especially great patience and effort and skill; "found the job very demanding"; "a baby can be so demanding
{s} insistently requesting, claiming in an authoritative manner; tiring, taxing, challenging
istem
volition
istem
request

As you requested, I have attached a recent passport-sized photograph. - İstemiş olduğunuz gibi, yeni çekilmiş bir vesikalık fotoğrafımı ekledim.

I must request you to obey my orders. - Emirlerime uymanı istemeliyim.

istem
(Ticaret) run

I don't want to run into her. - Ona rastlamak istemiyorum.

I don't want to run into them. - Onlara rastlamak istemiyorum.

istem
(Bilgisayar) prompt
istem
claim

I do not want to reject this claim. - Ben bu iddiayı reddetmek istemiyorum.

istem
option

Are you sure you don't want to consider another option? - Başka bir seçenek düşünmek istemediğinden emin misin?

istem
call

If I were abroad and I ran out of money, I would call my parents to ask for more. - Yurt dışında olsam ve param bitse, ben daha fazla istemek için ailemi ararım.

I don't want to go. It's your call. - Ben gitmek istemiyorum. O senin çağrın.

istem
will

Jack made me go there against my will. - Jack, istemediğim halde beni oraya gönderdi.

It's very unlikely that Tom will ever want to travel alone. - Tom'un tek başına seyahat etmek istemesi çok zayıf bir olasılıktır.

istem
will, volition
istem
demand, request; will, volition
istem
formal request, demand
istem
demand

We're here to demand justice. - Adalet istemek için buradayız.

I didn't demand anything. - Hiçbir şey istemedim.

istem
solicitation
istem
(Ekonomi)demand
التركية - التركية

تعريف istemiyle في التركية التركية القاموس.

istem
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu
istem
İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi
istem
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu: "Senin yanındayım, sana geliyorum / Senin isteminle cana geliyorum."- F. Halıcı. İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi
İSTEM
(Osmanlı Dönemi) Zulüm ve sitem
istemiyle
المفضلات