Tom denied Mary's requests.
- Tom, Mary'nin isteklerini reddetti.
I ask you not to fulfill for me any of my requests.
- İsteklerimden herhangi birini benim için yapmamanı istiyorum.
She cremated him against his wishes.
- Onun isteklerinin aksine o onu yakarak kül etti.
She went against her parent's wishes, and married the foreigner.
- O, ebeveynlerinin isteklerine karşı çıktı ve yabancı ile evlendi.
The request became a hot political issue in the presidential campaign.
- İstek başkanlık kampanyasında sıcak bir siyasi sorun haline geldi.
Is that a request or an order?
- Bu bir istek mi yoksa bir emir mi?
We aim to satisfy our customers' wants and needs.
- Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
I'm willing to take care of your children, if you want me to.
- Eğer benim yapmamı istiyorsan, senin çocuklarına bakmaya istekliyim.
Tom sometimes has trouble understanding other people's motives and desires.
- Tom'un bazen diğer insanların güdülerini ve isteklerini anlama sorunu var.
My sponsor was willing to agree to my suggestion.
- Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
He began to study with a will.
- O, istekle çalışmaya başladı.
When I read about the untranslatability of some language, I feel an irresistable urge to go back to my desk and translate another novel.
- Bir dilin çevirilemezliği hakkında bir şey okuduğum zaman, çalışma masama dönüp başka bir roman çevirmek için karşı konulmaz bir istek duyuyorum.
Tom assumes Mary will be willing to help with the bake sale.
- Tom Mary'nin fırın satışında yardım etmeye istekli olacağını farzediyor.
One of the items on your wish list is on sale.
- İstek listendeki öğelerden biri satlıktır.
Tom sometimes has trouble understanding other people's motives and desires.
- Tom'un bazen diğer insanların güdülerini ve isteklerini anlama sorunu var.
She was a zealous worker for charity.
- Yardım için istekli bir çalışandı.
I gave in to her demands.
- Onun isteklerine boyun eğdim.
You must not give way to those demands.
- Bu isteklere boyun eğmemelisin.
Separate your wants from your needs.
- İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.
We aim to satisfy our customers' wants and needs.
- Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.