ispatlanmamış

listen to the pronunciation of ispatlanmamış
التركية - الإنجليزية
unproved
uncorroborated
unsubstantiated
unproven
ispatla
{f} proved

Columbus proved that the world is not flat. - Kolomb dünyanın düz olmadığını ispatladı.

It was proved that he was a thief. - Onun bir hırsız olduğu ispatlandı.

ispatla
{f} proven

The coach has proven himself. - Koç kendini ispatladı.

Tom's guilt could not be proven without the murder weapon. - Tom'un suçu cinayet silahı olmadan ispatlanamadı.

ispatla
{f} proving
ispatla
prove
ispatla
authenticated
ispatlanmamış
المفضلات