Baskı altında daha iyi çalışırım.
- I work better under pressure.
Vergi reformu için baskı artıyor.
- The pressure for tax reform is growing.
Sağlığın bir basınç ölçeri olarak kan basıncı önemlidir.
- Blood pressure is important as a barometer of health.
Cam basınç altında kırılma yeteneğine sahiptir.
- Glass has the ability to be broken under pressure.
Basınçlı kabın içinde ne pişiriyorsun?
- What are you cooking inside the pressure pot?
Büyük bir aileyi geçindirmenin sıkıntıları onunla arayı kapatmak için başlıyor.
- The pressures of supporting a big family are beginning to catch up with him.
Seni zorlamak istemiyorum.
- I don't want to pressure you.