Tom doesn't know how to take a hint.
- Tom ipucunu nasıl alacağını bilmiyor.
You could at least give me a hint.
- En azından bana bir ipucu verebilirsin.
Have you found any clues to the problem?
- Soruna herhangi bir ipucu buldun mu?
The police didn't find any clues.
- Polis herhangi bir ipucu bulamadı.
Tom thinks Mary doesn't have an inkling of what's going on.
- Tom Mary'nin neler olduğu hakkında bir ipucu olmadığını düşünüyor.
The police still have no leads.
- Polisin elinde hâlâ hiçbir ipucu yok.
The police and the FBI pursued several leads.
- Polis ve FBI birkaç ipucunu takip etti.
I'm sick of your hints.
- Senin ipuçlarından bıktım.
A lead from an informer enabled the police to make several arrests.
The police still have no leads.
- Polisin elinde hâlâ hiçbir ipucu yok.
The police and the FBI pursued several leads.
- Polis ve FBI birkaç ipucunu takip etti.