Ben ona sıkıca sarıldım.
- I hugged her tightly.
O, elimi kavradı ve onu sıkıca tuttu.
- She took hold of my hand and held it tightly.
Tom patatesleri kaynattı.
- Tom boiled the potatoes.
Tom kuyu suyunu kaynattı böylece o içmesi güvenli olacaktı.
- Tom boiled the well water so it would be safe to drink.
Öğle yemeği için biraz ekmek ve bir kaynamış yumurta yedim.
- I ate some bread and a boiled egg for lunch.
Kaynamış bir yumurtanın kabuğunu temiz bir şekilde nasıl çıkarırsın? Bir çeşit hile var mı?
- How do you take off the shell of a boiled egg cleanly? Is there some sort of trick?
Biz bütün kış haşlanmış patates yedik.
- We ate boiled potatoes all winter.
Ben haşlanmış soğana dayanamam.
- I can't stand boiled onions!