Dan, Linda'yı korkutmaya çalıştı.
- Dan tried to intimidate Linda.
Gözümü korkutmaya çalışmanın faydası yok.
- It's no use trying to intimidate me.
Oldukça göz korkutucu.
- It's quite intimidating.
Bunu göz korkutucu bulmuyorum.
- I don't find it intimidating.
Tom gözü korkmuş hissetti.
- Tom felt intimidated.
He's trying to intimidate you. If you ignore him, hopefully he'll stop.
Some people find interview situations very intimidating.