Ben sanatla yürekten ilgiliyim.
- I am deeply interested in art.
O, müzikle çok ilgilidir.
- She's very interested in music.
Her zaman onun makalesini okumaya meraklıyım.
- I'm always interested in reading his column.
Piotr futbola meraklıdır.
- Piotr is interested in soccer.
Seni ilgilendiren bir şey var mı?
- Is there something that interested you?
Ben Esperanto öğrenmek istedim, çünkü beni çok ilgilendiriyordu.
- I wanted to learn Esperanto, because it interested me very much.
Mary is interested in politics.
- Mary interessiert sich für Politik.
Some students are not interested in Japanese history.
- Einige Studenten sind nicht an japanischer Geschichte interessiert.