Bu gerçekten korkunç.
- This is really terrible.
Tom korkunç bir suçun kurbanı.
- Tom is the victim of a terrible crime.
O berbat bir soğuk aldı.
- He caught a terrible cold.
Berbat bir deneyim yaşadım.
- I had a terrible experience.
Çok kötü bir ikilemdeyim.
- I am in a terrible dilemma.
O zaman çok kötü görünüyordu.
- She looked terrible at that time.
Tom müthiş bir koçtu.
- Tom was a terrible coach.
Tom müthiş bir keşif yaptı.
- Tom made a terrible discovery.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
O zaman çok kötü görünüyordu.
- She looked terrible at that time.
Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür.
- Smoking is terrible for your health.