Mary en fazla iki çocuk doğurmayı amaçlamaktadır.
- Mary intends not to give birth to more than two children.
Mary en fazla iki çocuk doğurmayı istemektedir.
- Mary intends not to give birth to more than two children.
Gitmeye niyet ettim fakat unuttum.
- I intended to go, but forgot to.
Üniversiteden mezun olduğumda ne olmaya niyet ettiğim bana amcam tarafından soruldu.
- I was asked by my uncle what I intended to be when I graduated from college.
Bu Tarih ders kitabı lise öğrencileri için tasarlanmış.
- This History textbook is intended for High school students.
Sanırım bu sizin için tasarlanmış.
- I think this was intended for you.
Bu ders kitabı yabancı öğrencilere yöneliktir.
- This textbook is intended for foreign students.
Genç insanlara yönelik kitaplar iyi satacaktır.
- Books intended for young people will sell well.
Onun istenilenden çok farklı bir etkisi vardı.
- It had an effect very different from the one intended.
Şimdiye kadar ev ödevimi bitirtmeyi planlamıştım.
- I'd intended to have my homework finished by now.
İşler planlandığı gibi gitmedi.
- Things did not go as intended.
Onun ne yapmaya niyetli olduğunu biliyorum.
- I know what he's intending to do.
Dotage, fatuity, or folly is for the most part intended or remitted in particular men, and thereupon some are wiser than others .
... intend to hire more people this year ...
... QUESTION: In what new ways to you intend to rectify the inequalities in the workplace, ...