Onun coğrafya bilgisi yetersizdir.
- His knowledge of geography is insufficient.
Japonya görünüşte içe dönük ve yetersiz uluslararası yapıya sahip olduğundan dolayı sık sık eleştirilmektedir.
- The Japanese are often criticized for being inward looking and insufficiently international in their outlook.
Bazı fakir bölgelerde beslenme yetersiz.
- Nutrition is inadequate in some poor areas.
Onun kelime dağarcığı yetersiz.
- His vocabulary is inadequate.
Yolun genişliği güvenli sürüş için yetersiz.
- The width of the road is insufficient for safe driving.
Fotoğraf çekmek için yetersiz ışık var.
- There is insufficient light to take pictures.