Tom'da iyi bir eğitmen.
- Tom is also a good instructor.
Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur.
- You may as well know that I am a strict instructor.
Sürücü öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.
- My driving instructor says that I need to be more patient.
Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.
- My driving instructor says I should be more patient.
O yirmili yaşlarda bir aerobik eğitmeni olarak çalıştı.
- She worked as an aerobics instructor in her twenties.
Tom serbest paraşütçü eğitmeni.
- Tom is a skydiving instructor.
Coast Guard: company commander.