Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.
- The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions.
Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
- You can't go wrong if you read the instructions carefully.
O stajyerlere talimatları verdi fakat onlar talimatlarla ilgili karar veremediler.
- He gave instructions to the trainees, but they couldn't make heads or tails of them.
Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.
- The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions.
Ben yönergeleri izlemedim.
- I didn't follow instructions.
Bir bambu bisikletin nasıl yapıldığıma dair yönergeler aldık.
- We received instructions on how to make a bamboo basket.
Çocuklar açıklamaları anlıyor gibi görünmüyorlardı.
- The children didn't seem to understand the instructions.
Tom'un direktiflerini uyguladım.
- I carried out Tom's instructions.
Çocuklar açıklamaları anlıyor gibi görünmüyorlardı.
- The children didn't seem to understand the instructions.
Tom'un direktiflerini uyguladım.
- I carried out Tom's instructions.
Bir bambu bisikletin nasıl yapıldığıma dair yönergeler aldık.
- We received instructions on how to make a bamboo basket.
Ben yönergeleri izlemedim.
- I didn't follow instructions.
Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.
- I have attached instructions on how to use FTP to access our files.
Bir bilgisayar programı bilgisayara ne yapacağını söyleyen bir talimatlar listesidir.
- A computer program is a list of instructions that tell the computer what to do.
Bir bambu bisikletin nasıl yapıldığıma dair yönergeler aldık.
- We received instructions on how to make a bamboo basket.
Bütün yönergeleri izleyin.
- Follow all instructions.
Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
- You can't go wrong if you read the instructions carefully.
Bütün cevaplar talimatlara göre yazılmalıdır.
- All answers must be written according to the instructions.
Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
- Instructional videos are a key component of many online courses.
Çocuklar açıklamaları anlıyor gibi görünmüyorlardı.
- The children didn't seem to understand the instructions.
Kırsalda İngilizce eğitimi seviyesi çok düşük.
- The level of English instruction in the country is very low.
İsrail'de İngilizce eğitim seviyesi çok düşük.
- The level of English instruction in Israel is very low.
Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
- Instructional videos are a key component of many online courses.
Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.
- I have attached instructions on how to use FTP to access our files.
Bir bilgisayar programı bilgisayara ne yapacağını söyleyen bir talimatlar listesidir.
- A computer program is a list of instructions that tell the computer what to do.
Tom'un direktiflerini uyguladım.
- I carried out Tom's instructions.
Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.
- My driving instructor says I should be more patient.
Üç yıldır bir kayak öğretmeniyim.
- I've been a ski instructor for three years.
İnsanlara öğretmek için hayvanları kullanırım.
- I use animals to instruct people.
Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur.
- You may as well know that I am a strict instructor.
Tom'da iyi bir eğitmen.
- Tom is also a good instructor.
Listen carefully when someone instructs you to assemble.
If my instructions may be your guide.
Instruction will be provided on how to handle difficult customers.
... phone with my national security team and I gave them three instructions. ...
... >>Paul Joyce: We thought you'd like that part. You will receive an e-mail today with instructions ...