Bir bambu bisikletin nasıl yapıldığıma dair yönergeler aldık.
- We received instructions on how to make a bamboo basket.
Ben yönergeleri izlemedim.
- I didn't follow instructions.
Tom Mary'nin talimatlarını izledi.
- Tom followed Mary's instructions.
Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.
- The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions.
Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
- Instructional videos are a key component of many online courses.
Çocuklar açıklamaları anlıyor gibi görünmüyorlardı.
- The children didn't seem to understand the instructions.
İsrail'de İngilizce eğitim seviyesi çok düşük.
- The level of English instruction in Israel is very low.
Eğitimci öğleden sonraları talimatlar verdi.
- The trainer gave instructions in the afternoons.
Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
- Instructional videos are a key component of many online courses.
Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.
- I have attached instructions on how to use FTP to access our files.
Bir bilgisayar programı bilgisayara ne yapacağını söyleyen bir talimatlar listesidir.
- A computer program is a list of instructions that tell the computer what to do.
Tom'un direktiflerini uyguladım.
- I carried out Tom's instructions.
I should have read the instructions.
- I should've read the instructions.
I haven't read the instructions yet.
- I haven't yet read the instructions.
I gave him the charge to get the deal closed by the end of the month.
If my instructions may be your guide.
Instruction will be provided on how to handle difficult customers.