O, antlaşma yazılı olarak onaylanmalı dedi.
- He said the treaty must be approved as written.
Tahtada yazılı olan benim adımdı.
- Written on the blackboard was my name.
Onun doktora tezi İngilizce yazılmak zorunda.
- Her PhD thesis has to be written in English.
Benim konuşmalarımın hepsi başkaları tarafından yazılmaktadır.
- My speeches are all written by other people.
Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.
- This poem was originally written in French.
Esperanto, 28 harfli alfabe ile fonetik olarak yazılır.
- Esperanto is written phonetically with an alphabet of 28 letters.
Taslak elle yazılmıştı.
- The manuscript had been written out by hand.
Orijinali bir ders kitabı olarak yazılmıştır.
- The original was written as a school textbook.