İlk önce öğretmen olduğunu sanmıştım ama değilmiş.
- At first, I thought he was a teacher, but he wasn't.
O, ona ilk önce inanmadı.
- He didn't believe it at first.
O, ilk olarak ondan hoşlanmadı.
- She didn't like him at first.
İlk olarak, onlar ona inanmadılar.
- At first, they didn't believe him.
Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
- At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
O, ilk önce atı beğenmedi.
- She didn't like the horse at first.
Ben tatillerin başında senin evine geleceğim.
- I'll come over to your place at the start of the holidays.
Videonun başında birkaç feragatname vardı.
- There were multiple disclaimers at the start of the video.
İlk zamanlar bunu yapmaktan hoşlanmadım.
- I didn't like doing this at first.
İlk zamanlar şüpheciydim.
- I was skeptical at first.
Başlangıçta hatalarım hakkında endişeliydim.
- I was worried about my mistakes at first.
Başlangıçta, ondan hoşlanmadım.
- At first, I didn't like him.