O, ona ilk önce inanmadı.
- He didn't believe it at first.
Tom'dan ilk önce nefret ettim.
- I hated Tom at first.
İlk olarak, her şey zor görünüyordu.
- At first, everything seemed difficult.
İlk olarak, onlar ona inanmadılar.
- At first, they didn't believe him.
İlk önce kimse bana inanmıyordu.
- No one believed me at first.
O, ilk önce atı beğenmedi.
- She didn't like the horse at first.
Her hafta başında, ben hem yorgunum hem de mutluyum.
- At the start of every weekend, I am both tired and happy.
Ben tatillerin başında senin evine geleceğim.
- I'll come over to your place at the start of the holidays.
Tom ilk zamanlar Mary'ye inanmıyordu.
- Tom didn't believe Mary at first.
İlk zamanlar şüpheciydim.
- I was skeptical at first.
Başlangıçta stajyerler bu şirkette sakardılar.
- At first, the trainees were awkward in his company.
Başlangıçta, ondan hoşlanmadım.
- At first, I didn't like him.