inhisar

listen to the pronunciation of inhisar
التركية - الإنجليزية
being restricted or limited to (a single thing or person)
monopoly tekel
(Osmanlıca) exclusivity
regie
inhisar altına almak
to monopolize
inhisar etmek
to be restricted or limited to
التركية - التركية
Tekel
Tek başına sahip olma
İNHİSAR
(Osmanlı Dönemi) Hasr olunma
İNHİSAR
(Osmanlı Dönemi) Tecavüz etmeme
İNHİSAR
(Osmanlı Dönemi) Bir iş veya malın idâresinin bir kişiye, bir ele bırakılması. Bir elden idâre. Bir şeye mahsus olup, başka şeye şümulü olmama. Yalnız bir şeye veya bir şahsa hasrolunma.(Zihniyet-i inhisâr, hubb-u nefisten geliyor, sonra maraz oluyor, nizâ ondan çıkıyor. S.)
inhisar etmek
1. (eskimiş) dışarı çıkmamak 2. (eskimiş) sınırlamak 3. (eskimiş) yalnız...için olmak
inhisar etmek
Verilmek, tanınmak
inhisar etmek
Yalnız ...üzerine olmak, yalnız... için olmak, ...-den dışarı çıkmamak, bir şeyle sınırlanmak
inhisar
المفضلات