Onun kovulmasıyla ilgili herhangi bir tebliğ almadık.
- We didn't receive any notification of his having been fired.
Onun yaklaşan partisi hakkında e-posta bildirimini aldım.
- I received an email notification of his upcoming party.
Sigara içme yasağı bildirimi dün restoranın dışında yayınlandı.
- Notification of the smoking ban was posted outside the restaurant yesterday.
Bizim hiç tebligatımız yoktu.
- We had no notification.
Sigara içme yasağı bildirimi dün restoranın dışında yayınlandı.
- Notification of the smoking ban was posted outside the restaurant yesterday.
Onun yaklaşan partisi hakkında e-posta bildirimini aldım.
- I received an email notification of his upcoming party.
Tom fıkraları anlatmada iyi değildir.
- Tom isn't good at telling jokes.
Onun ve Mary'nin Fuji dağına tırmandıkları zamanı Tom'un bana anlattığını hatırlıyorum.
- I remember Tom telling me about the time he and Mary had climbed Mt. Fuji.
Ne zaman hastalanacağımızı söylemek imkansız.
- There is no telling when we will fall ill.
Tom'a ne olduğunu söylemenin nesi var?
- What's wrong with telling Tom what happened?