Şifoniyeri taşıyalım.
- Let's move the dresser.
Bu şifoniyer çok yer kaplar.
- This dresser takes up too much room.
Saatini şifonyerde bırakmışsın. Bu sabah battaniyeleri taşırken onu orada gördüm.
- You left your watch on your dresser. I saw it there this morning while I was moving the blankets.
Tom anahtarlarını üst şifonyer çekmecesine koydu.
- Tom put his keys in the top dresser drawer.