indirimsiz

listen to the pronunciation of indirimsiz
التركية - الإنجليزية
without discount, net
not reduced, not marked down in price; not discounted; unreduced (price); undiscounted (price)
(buying or selling) at an unreduced price, at an undiscounted price
indirim
discount

Tom wants a bigger discount. - Tom daha büyük bir indirim istiyor.

If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment. - Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.

indirim
reduction

We cannot offer a further price reduction under the current circumstances. - Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.

We would ask you to give us a price reduction of 5%. - Bize %5'lik bir fiyat indirimi vermenizi istiyoruz.

indirim
rebate

My cat ate a part of the rebate check. - Kedim, indirim çekinin bir parçasını yedi.

indirim
(Nükleer Bilimler) dumping
indirim
abridgment
indirim
(Ticaret) damp
indirim
(Bilgisayar,Ticaret) sale

Japanese beef was on sale yesterday. - Japon dana eti dün indirimli idi.

Apples were on sale today. - Elmalar bugün indirimli.

indirim
degradation
indirim
(Ticaret) relief
indirim
remission
indirim
(Ticaret) recoupment
indirim
cutback
indirim
off

In August almost all the stores offer discounts. - Ağustos ayında neredeyse tüm mağazalar indirim sunar.

We cannot offer a further price reduction under the current circumstances. - Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.

indirim
(Ticaret) deductible

This insurance has a high deductible. - Bu sigortanın yüksek bir indirimi var.

What's the deductible on your insurance? - Senin sigortanda indirimli nedir?

indirim
sales

Advertisements for discounts and sales constantly arrive on Tom's mobile phone. - İndirimler ve satışlarla ilgili ilanlar sürekli olarak Tom'un cep telefonuna geliyor.

indirim
degression
indirim
abatement
indirim
mus. downward transposition
indirim
reduction, discount, cutback " tenzilat, ıskonto; sales
indirim
allowance
indirim
allowance for cash
indirim
purchase discount
indirim
cut

The Government are considering tax cuts. - Hükümet, vergi indirimlerini düşünüyor.

The Republicans want more tax cuts for the rich. - Cumhuriyetçiler, zenginler için daha fazla vergi indirimi istiyor.

indirim
price cut
indirim
reduction (in price); discount
indirim
deduction

The tax agent allowed the deduction. - Vergi ajanı indirime izin verdi.

indirim
offtake
indirim
price cutting
indirim
(Hukuk) reduction, remission
indirim
markdown
التركية - التركية

تعريف indirimsiz في التركية التركية القاموس.

indirim
Fiyatta yapılan değer düşürümü, tenzilat, iskonto: "Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı."- Ç. Altan
indirim
Fiyatta yapılan değer düşürümü, tenzilât, iskonto
İndirimsiz
tam tarife
indirimsiz
المفضلات