indicates the time that the class will meet

listen to the pronunciation of indicates the time that the class will meet
الإنجليزية - التركية

تعريف indicates the time that the class will meet في الإنجليزية التركية القاموس.

times
kere

İki kere yedi on dörttür. - Two times seven is fourteen.

Beş kere beş yirmi beştir. - Five times five is twenty-five.

times
defa

Savaş alanında defalarca kefeni yırttı. - He cheated death many times on the battlefield.

Tom defalarca Boston'da bulundu. - Tom has been to Boston a number of times.

times
kez

Otobüs her gün kaç kez çalışır? - How many times does the bus run each day?

Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı. - These medicines should be taken three times a day.

times
kat

Avustralya, Japonya'dan yaklaşık yirmi kat daha büyüktür. - Australia is about twenty times larger than Japan.

A, B'nin 5 katı kadar uzundur. - A is 5 times as long as B.

times
zaman

Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim. - I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.

O zamanlar hiç radyo yoktu. - There were no radios in those times.

times
günler

Sami şu an zor günler geçiriyor. - Sami is going through difficult times right now.

Sayfiye evi bana onunla birlikte geçirdiğim mutlu günleri hatırlattı. - The cottage reminded me of the happy times I had spent with her.

times
(Bilgisayar) istatistikler
times
(Bilgisayar) times
times
(Bilgisayar) defa dene
times
(Bilgisayar) kez dene

Birkaç kez denedi, ancak başarısız oldu. - He tried several times, but failed.

Bunu birkaç kez denedim. - I tried that a couple of times.

times
çarpı

Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi. - The teacher caned the children if they misbehaved or were unable to recite their times tables.

O, bir yıldırım tarafından üç kez çarpıldı. - He has been struck by lightning three times.

times
şimdiki zaman
times
devir

Devir kötü. Güçlü olmaya çalış! - Times are tough. Try to be strong!

times
çağ

Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı. - Salt was a rare and costly commodity in ancient times.

O kale eski antik çağda inşa edilmiştir. - That castle was built in ancient times.

times
saat tut/ayarla
times
{e} kere, çarpı: Five times ten equals fifty. Beş kere on elli eder
الإنجليزية - الإنجليزية
times
indicates the time that the class will meet

    التركية النطق

    îndîkeyts dhi taym dhıt dhi kläs wıl mit

    النطق

    /ˈəndəˌkāts ᴛʜē ˈtīm ᴛʜət ᴛʜē ˈklas wəl ˈmēt/ /ˈɪndɪˌkeɪts ðiː ˈtaɪm ðət ðiː ˈklæs wəl ˈmiːt/
المفضلات