Herhangi bir gerçek, belirsiz bir şüpheden daha iyidir.
- Any truth is better than indefinite doubt.
Onun süresi belirsiz bir kontratı var.
- She has an indefinite contract.
Evren sonsuza kadar genişleyecek mi?
- Will the universe expand indefinitely?
Sami sınırsız hasta iznindeydi.
- Sami was on indefinite sick leave.
Bazı cookie'ler kullanıcıların sabit disklerinde süresiz olarak kaydedilir.
- Some cookies are stored indefinitely on users' hard drives.
Onun süresiz bir sözleşmesi var.
- She has an indefinite contract.