Tom inanılmaz şekilde.
- Tom is in incredible shape.
Zaman ve para kaybı inanılmaz.
- The waste of time and money is incredible.
Ormanda harika bir gün geçirdik.
- We spent a fabulous day in the woods.
Harika bir gün yaşadığınızı umuyorum ve yakında birlikte doğum günlerimizi kutlamamız gerekiyor!
- I hope you're having a fabulous day and we need to celebrate our birthdays together soon!
Tek boynuzlu at efsanevi bir yaratıktır.
- The unicorn is a fabulous monster.
Harika bir iş yaptın.
- You did an incredible job.
O hikaye gerçek olmak için çok olağanüstü.
- That story is too incredible to be true.
Onun olağanüstü olduğunu düşündüm.
- I thought it was incredible.
... love for her and for the royal family was incredible. ...
... and as a result developed an incredible capacity to listen ...