incorrect or untrue

listen to the pronunciation of incorrect or untrue
الإنجليزية - التركية

تعريف incorrect or untrue في الإنجليزية التركية القاموس.

wrong
yanlış

Ebeveynler çocuklarına yalan söylemenin yanlış bir şey olduğunu öğretirler. - Parents teach their children that it's wrong to lie.

O bana hırsızlığın ne kadar yanlış bir şey olduğunu anlattı. - She told me how it was wrong to steal.

wrong
{i} haksızlık

Ben sana ne zaman haksızlık ettim? - When have I ever wronged you?

Bizi ona haksızlık etmekle suçladı. - He accused us of wronging him.

wrong
{i} yanlış yol

Yanlış yolda gidiyorsunuz. - You're going the wrong way.

Yanlış yola girmiş olmalıyız. - We must've taken the wrong road.

wrong
kanuna aykırı fiil
wrong
(Askeri) HATALI; YANLIŞ: "Son yayınınız hatalıydı; bunun doğru şekli ---dır" anlamına gelen bir ön kelime
wrong
yalancı
wrong
sakıncalı
wrong
kötülük etmek
wrong
gerçeğe uymayan
wrong
haksızlık etmek

Bizi ona haksızlık etmekle suçladı. - He accused us of wronging him.

wrong
ters

O kazağını ters yüz giydi. - He put on his sweater wrong side out.

Beklenenin tersine sen hatalıydın. - You were wrong after all.

wrong
ahlakdışı
wrong
{s} 1. yanlış, gerçeğe uymayan: He gave the wrong answer. Yanlış cevap verdi. We're on the wrong road. Yanlış yoldayız. We boarded the wrong
wrong
{s} uygunsuz
wrong
kusur

Kusura bakmayın ama, anlattıklarınızın hiçbir önemi yok. - Don't take this the wrong way, but what you have related doesn't matter.

Onda fiziksel olarak hiçbir kusur yok. - There's nothing physically wrong with him.

wrong
fena surette
wrong
{f} günahına girmek
wrong
zulüm
wrong
{f} eziyet etmek
wrong
(isim) haksızlık, hata, suç, yanlış yol
الإنجليزية - الإنجليزية
wrong
incorrect or untrue

    الواصلة

    in·cor·rect or un·true

    التركية النطق

    înkırekt ır ıntru

    النطق

    /ənkərˈekt ər ənˈtro͞o/ /ɪnkɜrˈɛkt ɜr ənˈtruː/
المفضلات