Hareketleri ile sözleri tutarsız.
- Her actions are inconsistent with her words.
Hikayesi pek çok yerde tutarsız.
- His story is inconsistent in many places.
Kızıl Kmerler çelişkili eylemlerini meşrulaştırmak için genellikle meseller kullanır.
- The Khmer Rouge often used parables to justify their contradictory actions.
Benim akıcılığım birçok durum için yeterlidir, fakat genellikle çelişkili durumlarımı ifade etmek için değil.
- My fluency is sufficient for many situations, but not for expressing my — often contradictory — emotions.
Söyledikleri şeyler hissettiklerine aykırı.
- What they say is contradictory to their feelings.