Hareketleri ile sözleri tutarsız.
- Her actions are inconsistent with her words.
Yarışmalardaki tutarsız performansı takımla ilişiğinin kesilmesinin nedeniydi.
- His inconsistent performance at competitions is why he was cut from the team.
Bu çelişkili görünüyor.
- This seems contradictory.
Kızıl Kmerler çelişkili eylemlerini meşrulaştırmak için genellikle meseller kullanır.
- The Khmer Rouge often used parables to justify their contradictory actions.
Söyledikleri şeyler hissettiklerine aykırı.
- What they say is contradictory to their feelings.