Onun gibi erkekler hakkında her zaman kuşkuluyum.
- I'm always suspicious of men like him.
Her şey hakkında çok kuşkulusun.
- You're too suspicious about everything.
Tom polise şüpheli bir şey görmediğini söyledi.
- Tom told the police that he had seen nothing suspicious.
Şüpheli bir şey fark ettin mi?
- Have you noticed anything suspicious?
Neden her zaman çok kuşkucusun?
- Why are you always so suspicious?
Kuşkucu bir doğam var.
- I have a suspicious nature.
Belki bu kadar şüpheci olmamalıyım.
- Maybe I shouldn't be so suspicious.
Onlar her şey hakkında fazla şüphecidirler.
- They are too suspicious about everything.
Tom muhtemelen hâlâ şüpheli olacak.
- Tom will probably still be suspicious.
Tom muhtemelen şüpheli olacak.
- Tom will likely be suspicious.