Konuşmacı insanları isyana teşvik etmeye çalıştı.
- The speaker tried to incite the people to rebellion.
Suçu işlemesi için onu tahrik ettiler.
- They incited him to commit the crime.
Did I do something to offend you?
- Seni incitecek bir şey mi yaptım?
I didn't mean to offend you.
- Seni incitmek istemedim.
He apologized for having offended her.
- Onu incittiği için özür diledi.
I apologize if I offended you.
- Seni incittiysem özür dilerim.
Tom injured himself at work today.
- Tom bugün çalışırken kendini incitti.
She injured herself while dancing.
- Dans ederken kendini incitti.
I got my right leg injured.
- Sağ bacağımı incittim.
She injured herself while dancing.
- Dans ederken kendini incitti.
He hurt his arm lifting so much weight.
- Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.
Sentences bring context to the words. Sentences have personalities. They can be funny, smart, silly, insightful, touching, hurtful.
- Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.