inceliksiz

listen to the pronunciation of inceliksiz
التركية - الإنجليزية
crude, indelicate, gross, inelegant
ungraceful
unceremonious
crude
gross
impolite
offhand
ungracious
inelegant
rude
ignorant
indelicate
unrefined
unkempt
uncouth
incelik
delicacy
incelik
fineness
incelik
Grace

Laura danced gracefully. - Laura incelikle dans etti.

Latinos can't promote themselves gracefully, kowtowing to others! - Latinler başkalarına el pençe divan dururken, kendilerini incelikle tanıtamaz!

incelik
polite

It is polite of her to write me back at once. - Bana hemen yanıt yazması inceliktir.

incelik
elaborateness
incelik
polish
incelik
attentive
incelik
{i} touch
incelik
tenuity
incelik
elegancy
incelik
chivalry
incelik
(Telekom) precision
incelik
uninviting
incelik
decency
incelik
cultivate
incelik
attentiveness
incelik
finess
incelik
seagoing
incelik
urbanity
incelik
kindness
incelik
subtlety
incelik
{i} politeness
incelik
gracefulness
incelik
slimness
incelik
civility
incelik
niceness
incelik
finesse
incelik
trick
incelik
comity
incelik
thinness
incelik
easiness
incelik
elegance
incelik
courtesy
incelik
tact
incelik
{i} discretion
incelik
thinnes
incelik
subtlety, fine point
incelik
detail
incelik
keenness
incelik
tact, delicacy, finesse
incelik
nicety
incelik
daintiness
incelik
slenderness
incelik
fragility
incelik
thinness, slimness; courtesy, kindness, refinement, elegance, civility; subtlety, finesse; detail
incelik
point
incelik
refinement
incelik
slenderness, slimness, thinness
incelik
subtility
incelik
fineness, delicacy (of workmanship)
incelik
{i} slightness
incelik
technicality
incelik
ethereality
incelik
slender
incelik
filminess
incelik
graceful

The dragonfly gracefully passed over the water. - Yusufçuk incelikle suyun üzerinden geçti.

Latinos can't promote themselves gracefully, kowtowing to others! - Latinler başkalarına el pençe divan dururken, kendilerini incelikle tanıtamaz!

التركية - التركية

تعريف inceliksiz في التركية التركية القاموس.

incelik
İnce olma durumu. İnce davranış gösterme, zarafet, nezaket: "Yüzündeki incelik, olgunluk, onu bambaşka seviyede bir erkek gösteriyor."- H. E. Adıvar
incelik
İnce davranış gösterme, zarafet, nezaket
incelik
Ayrıntı
incelik
Bir işin herkesçe görülemeyen nitelikleri
incelik
Bir işin herkesçe görülemeyen nitelikleri: "Oyunculuk sanatının inceliklerini ya ustalarından öğrenip ya da kendi kendine arayıp bularak sonradan edinmişti."- H. Taner
incelik
İnce olma durumu
incelik
Ayrıntı: "Necati'ye vaziyeti bütün inceliğiyle anlattım."- O. Kemal
İncelik
(Osmanlı Dönemi) REHAFE
inceliksiz
المفضلات