inceletme

listen to the pronunciation of inceletme
التركية - الإنجليزية

تعريف inceletme في التركية الإنجليزية القاموس.

incele
(Bilgisayar) analyze
incele
{f} inspected

Sami inspected Layla's car. - Sami, Leyla'nın arabasını inceledi.

Sami's car was inspected by investigators. - Sami'nin arabası dedektifler tarafından incelendi.

incele
{f} examining

We have to appoint new members of the examining board. - İnceleme kurulunun yeni üyelerini atamalıyız.

They found out truth while examining a pile of relevant documents. - İlgili belgelerin yığınını incelerken gerçeği öğrendiler.

incele
check over
incele
examine

We dissected a frog to examine its internal organs. - Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.

Examine the question in its entirety. - Soruyu bütünü ile inceleyin.

incele
look over
incele
look through

Please look through these papers at your leisure. - Lütfen boş vaktinde bu evrakları incele.

incele
{f} inspecting
incele
investigate

She investigated the company's output record carefully. - Şirketin çıktı kayıtlarını dikkatlice inceledi.

You have to investigate that problem. - O sorunu incelemek zorundasın.

incele
{f} analysing
incele
pore over
incele
{f} survey

We surveyed the view from the top of the hill. - Tepenin zirvesinden manzarayı inceledik.

The young couple surveyed the room. - Genç çift odayı incelediler.

incele
study

He built an observatory to study the stars. - Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.

We went to the museum to study Japanese history. - Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.

incele
checkover
incele
parse
inceletmek
to have/make/let (someone) study (someone, something) carefully, have (someone) research (something); to have/make/let (someone) scrutinize (someone, something); to have/make/let (someone) investigate (something)
التركية - التركية
İnceletmek işi
inceletmek
İnceleme işini başkasına yaptırmak, birinin incelemesini sağlamak
inceletme
المفضلات