incele

listen to the pronunciation of incele
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) analyze
{f} inspected

Sami inspected Layla's car. - Sami, Leyla'nın arabasını inceledi.

Sami's car was inspected by investigators. - Sami'nin arabası dedektifler tarafından incelendi.

{f} examining

They found out truth while examining a pile of relevant documents. - İlgili belgelerin yığınını incelerken gerçeği öğrendiler.

Clyde Tombaugh photographed 65% of the sky and spent thousands of hours examining photographs of the night sky. - Clyde Tombaugh gökyüzünün% 65'ini fotoğrafladı ve gece gökyüzünün fotoğraflarını inceleyerek binlerce saat harcadı.

check over
examine

We examined the following magazines to collect the data. - Bilgi toplamak için aşağıdaki dergileri inceledik.

The customs officials examined the boxes. - Gümrük memurları kutuları inceledi.

look over
look through

Please look through these papers at your leisure. - Lütfen boş vaktinde bu evrakları incele.

{f} inspecting
investigate

You have to investigate that problem. - O sorunu incelemek zorundasın.

She investigated the company's output record carefully. - Şirketin çıktı kayıtlarını dikkatlice inceledi.

{f} analysing
pore over
{f} survey

We surveyed the view from the top of the hill. - Tepenin zirvesinden manzarayı inceledik.

The young couple surveyed the room. - Genç çift odayı incelediler.

study

Tom devoted his life to the study of this phenomenon. - Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.

We went to the museum to study Japanese history. - Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.

checkover
parse
incelemek
{f} investigate

You have to investigate that problem. - O sorunu incelemek zorundasın.

incelemek
{f} examine

Dentists take x-rays to examine your teeth. - Diş hekimleri dişlerinizi incelemek için röntgen çekerler.

The doctor used X-rays to examine my stomach. - Doktor midemi incelemek için X-ışınları kullandı.

incelemek
{f} study

He built an observatory to study the stars. - Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.

Studying languages is incredible. - Dilleri incelemek inanılmazdır.

incelemek
{f} view
incelemek
analyze
incelemek
{f} analyse
incelemek
search
incelemek
inspect

I use a flashlight to inspect my throat. - Boğazımı incelemek için bir el feneri kullanırım.

He will come here soon to inspect the industry of this town. - O, bu şehrin sanayisini incelemek için yakında buraya gelecek.

incelemek
survey
incelemek
dissect

We dissected a frog to examine its internal organs. - Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.

He enjoys engaging in macabre activities such as dissecting animal corpses and stalking people on the street at night. - O, hayvan cesetlerini parçalayarak incelemek ve geceleri sokaklarda insanları gizlice takip etmek gibi korkunç aktivitelerle uğraşmaktan hoşlanır.

incelemek
dig
incelemek
audit
incelemek
scan
incelemek
research
incelemek
assess
incelemek
look through
incelemek
peruse
incelemek
observe

I bought a telescope in order to observe the night sky. - Gece gökyüzünü incelemek için bir teleskop aldım.

incelemek
scrutinize
incelemek
construe
incelemek
explore
incelemek
con

It is necessary to examine all possible consequences. - Tüm olası sonuçları incelemek gerekli.

incelemek
(Kanun) consider
incelemek
check over
incelemek
go through
incelemek
dig out
incelemek
go into
incelemek
look into

The detective promised to look into the matter right away. - Dedektif meseleyi derhal incelemek için söz verdi.

I want to look into this. - Bunu incelemek istiyorum.

incelemek
to examine, to scrutinize, to observe, to inspect, to look into, to look over, to look through, to go over sth; to investigate; to explore; to study
incelemek
pore over
incelemek
examine into
incelemek
to study (someone, something) carefully, research; to scrutinize, examine, inspect; to investigate
incelemek
make a study of
incelemek
research into
incelemek
prospect
incelemek
(Askeri) reconnoiter
incelemek
expiore
incelemek
review
incelemek
go over
incelemek
sift through
incelemek
pore
incelemek
go over something
incelemek
suss
incelemek
look over
incelemek
check
incelemek
go
incelemek
follow sth up
incelemek
vet
incelemek
twig
incelemek
sift
incelemek
(deyim) follow sth. up
التركية - التركية

تعريف incele في التركية التركية القاموس.

incelemek
Bir işi veya bir şeyi ele alıp özelliklerini, ayrıntılarını inceden inceye, özenle anlamaya, öğrenmeye çalışmak, tetkik etmek: "Ne kitap okur, ne de başkalarının düşüncesini inceler."- S. Birsel
incelemek
Bir işi veya bir şeyi ele alıp özelliklerini, ayrıntılarını inceden inceye, özenle anlamaya, öğrenmeye çalışmak, tetkik etmek
İncelemek
tetkik etmek
incele
المفضلات