inattention to things present; abstraction (of mind); as, absence of mind

listen to the pronunciation of inattention to things present; abstraction (of mind); as, absence of mind
الإنجليزية - التركية

تعريف inattention to things present; abstraction (of mind); as, absence of mind في الإنجليزية التركية القاموس.

absence
bulunmama

Öğretmen Tom'un sık sık sınıfta bulunmamasından endişeliydi. - The teacher was worried by Tom's frequent absence from class.

absence
bulunmayış
absence
{i} yokluk

Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü. - After a long absence, he returned home.

Uzun bir yokluktan sonra geri döndü. - After a long absence he came back.

absence
(Tıp) Şuur kaybı. absans
absence
ademiyat
absence
(Tıp) absans
absence
firkat
absence
olmayış

Dün okulda olmayışının sebebini söyle bana. - Tell me the reason for your absence from school yesterday.

absence
(Kanun) ademi mevcudiyet
absence
(Kanun) hazır olmama
absence
eksiklik
absence
uzakta olma
absence
devamsızlık

Herkesin bir devamsızlık hakkı vardır. - Everyone has a right to absence.

absence
{i} 1. yokluk, bulunmama: We felt her absence. Yokluğunu hissettik. He returned after an absence of six months. Altı aylık bir aradan sonra
absence
(isim) yokluk, bulunmama; dalgınlık; gıyap
absence
(Diş Hekimliği) Yokluk, eksiklik, Baygınlık, Şuur kaybı
absence
yokluk, bulunmama: We felt her absence. Yokluğunu hissettik. He returned after an absence of six months. Altı aylık bir aradan sonra
absence
gaip oluş
الإنجليزية - الإنجليزية
absence
inattention to things present; abstraction (of mind); as, absence of mind

    الواصلة

    in·at·ten·tion to things present; ab·strac·tion (of mind); as, ab·sence of mind

    النطق

المفضلات