Ben sizin hakkınızda o şekilde düşünmüyorum.
- I don't think about you in that way.
Bunları bu şekilde birleştirirsen; 14 girişli bir USB çoklayıcı elde edersin.
- If you combine them in this way, you get a 14 port USB hub.
İşler bu şekilde devam ederse yine aynı hatayı yapacaksın.
- You'll make the same mistake if things continue in this way.
Böylece büyük bir piyanist oldu.
- He became a great pianist in this way.
Bir bakıma, hatalısın.
- In a way, you're wrong.
Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.
- Your opinions are right in a way.
I really wanted a clear photo of the president, but all the journalists were in the way.
... gets out of the way first. ...
... There are Arab traders who are traveling all the way ...