in this place, as in: she came here to study

listen to the pronunciation of in this place, as in: she came here to study
الإنجليزية - التركية

تعريف in this place, as in: she came here to study في الإنجليزية التركية القاموس.

here
burda

Sen burda bir öğrenci değil misin? - Aren't you a student here?

Onlar bir saattir burdalar. - They have been here for an hour.

here
bunda

Peki bundan sonra ne olacak? - Where do we go from here?

Bana bunda yardım etmek için burada olmana memnun oldum. - I'm glad you're here to help me with this.

here
(Bilgisayar) burayı

Guguk kuşları burayı ilkbaharda ziyaret ederler. - Cuckoos visit here in spring.

Tom Mary'nin burayı seveceğini umut ediyor. - Tom hopes Mary likes it here.

here
Here goes! işte başlıyorum
here
işte

İşte onun yaşadığı ev. - Here's the house where he lived.

Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı. - Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.

here
burada

Yarın ben burada olacağım. - I will be here tomorrow.

Sonsuza dek burada kalamam. - I can't stay here forever.

here
buraya

Buraya dün akşam altıda geldik. - We arrived here at six yesterday evening.

Arabanızı buraya park edemezsiniz. - You cannot park your car here.

here
hey

Hey, hemen buraya gelebilir misin? - Hey, could you come up here right away?

Hey, lütfen bana burada yardım eder misin? - Hey, could you give me a hand over here, please?

here
geldin mi? işte! Look here
here
halihazIrda
here
z. burada; buraya; burası
here
bu dünyada
here
Ha
here
BurayaBaksana
here
here and there şurada burada
here
bu hayatta
here
şimdiki halde
الإنجليزية - الإنجليزية
here
in this place, as in: she came here to study
المفضلات