in the present life or state

listen to the pronunciation of in the present life or state
الإنجليزية - التركية

تعريف in the present life or state في الإنجليزية التركية القاموس.

here
burda

Onlar bir saattir burdalar. - They have been here for an hour.

Tom'u burdan uzaklaştır. - Get Tom away from here.

here
bunda

Buyrun, bundan bir lokma deneyin. - Here, try a bite of this.

Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelir. - It's all downhill from here.

here
(Bilgisayar) burayı

Hazine için orayı burayı kazdılar. - They dug here and there for treasure.

Lütfen burayı imzalayın. - Please sign your name here.

here
Here goes! işte başlıyorum
here
işte

İşte sizin için biraz haber. - Here's some news for you.

Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı. - Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.

here
burada

Sonsuza dek burada kalamam. - I can't stay here forever.

Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın. - Please don't leave valuable things here.

here
buraya

Dün buraya koyduğum kitaba ne oldu? - What happened to the book I put here yesterday?

Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti. - It is five years since we moved here.

here
hey

Hey, sen burada ne yapıyorsun? - Hey, what are you doing here?

Hey, buradan çıkalım. - Hey, let's get out of here.

here
geldin mi? işte! Look here
here
halihazIrda
here
z. burada; buraya; burası
here
bu dünyada
here
Ha
here
BurayaBaksana
here
here and there şurada burada
here
bu hayatta
here
şimdiki halde
الإنجليزية - الإنجليزية
here
in the present life or state

    الواصلة

    in the pres·ent life or state

    التركية النطق

    în dhi prizent layf ır steyt

    النطق

    /ən ᴛʜē prēˈzent ˈlīf ər ˈstāt/ /ɪn ðiː priːˈzɛnt ˈlaɪf ɜr ˈsteɪt/
المفضلات