in the next place

listen to the pronunciation of in the next place
الإنجليزية - التركية

تعريف in the next place في الإنجليزية التركية القاموس.

next
{s} sonraki

Bir sonraki rehberli tur saat kaçta? - When is the next guided tour?

İtfaiye gelmeden yangın sonraki binaya yayıldı. - The fire had spread to the next building before the firemen came.

next
{s} ertesi

Tom bütün gece ve ertesi günün çoğunu bir kütük gibi uyudu. - Tom slept like a log all night and most of the next day.

Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu. - The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.

next
bundan sonraki

Prens Charles bundan sonraki İngiliz kralı olacak. - Prince Charles will be the next British king.

Bundan sonraki cadde nedir? - What is the next street after this?

next
en bitişik
next
{f} sonra

Daha sonra ne oldu bilmiyorum. - What happened next, I don't know.

Daha sonra ne olacağını anlatmak yok. - There is no telling what will happen next.

next
bundan sonra

Bundan sonra ne yapacağımı bilmiyorum. - I don't know what I'm going to do next.

Bundan sonra ne olacağını biliyorum. - I know what happens next.

next
önümüzdeki

Önümüzdeki cuma onu göreceğim. - I'll see him next Friday.

Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak. - Next month it'll be five years since he began playing the violin.

next
yanı başındaki
next
bitişik komşu

O bizim bitişik komşumuz. - He is our next door neighbor.

Bitişik komşunun misafiri çok hurma yiyen bir misafirdir. - The next-door neighbour's guest is a guest who eats lots of persimmons.

next
daha sonra

Tom daha sonra ne yapması gerektiğini merak ederek merdivenlerin alt kısmında oturdu. - Tom sat at the bottom of the stairs wondering what he should do next.

Daha sonra ne olacağını anlatmak yok. - There is no telling what will happen next.

next
next door yanındaki ev
next
adv.sonra: adj.sonraki,sonraki
next
(zarf) daha sonra, bir sonra, ardından
next
ondan sonra
next
{s} ertesi: the next day ertesi gün
next
en yakın
next
hemen hemen
next
yanında

Bay Johnson'ın evi evimin yanındadır. - Mr Johnson's house is next to my house.

Evimin yanında birkaç dükkân var. - There are a few shops next to my house.

next
yanına

O, otobüste onun yanına oturdu. - She sat next to him on the bus.

Tom Mary'nin yanına oturdu. - Tom sat next to Mary.

next
{s} bitişik

Tom bitişikte yaşayan adamla geçinemiyor. - Tom doesn't get along with the man who lives next door.

Tom, bitişik odadaki ebeveynlerinin ne konuştuğunu duyup duyamayacağını anlamak için kulağını duvara dayadı. - Tom pressed his ear against the wall to see if he could hear what his parents were discussing in the next room.

الإنجليزية - الإنجليزية
{a} next
in the next place

    التركية النطق

    în dhi neks pleys

    النطق

    /ən ᴛʜē ˈneks ˈplās/ /ɪn ðiː ˈnɛks ˈpleɪs/
المفضلات