Annem her zaman sabahleyin erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
Sabahleyin katlanır yatağı temizleriz.
- In the morning, we clear the futon.
Tom beni dün sabah saat dokuzda aradı.
- Tom called me yesterday at nine in the morning.
Roosevelt sabah kiliseye gitti.
- Roosevelt went to church in the morning.