in the future

listen to the pronunciation of in the future
الإنجليزية - التركية
ileride

İleride polis olmak istiyor. - He wants to be a policeman in the future.

İleride bir TV sunucusu olmak istiyorum. - I want to become a TV announcer in the future.

gelecekte

Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim. - My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there.

Kim gelecekte bir diplomat olmaya niyet ediyor. - Kim means to be a diplomat in the future.

forward
forwarder sevkeden firma
forward
{f} ilerletmek
forward
{f} gönder

Lütfen bu mesajı seminer bilgisiyle birlikte şirketinizdeki uygun yöneticilere gönderin. - Please forward this message along with the seminar information to the appropriate managers in your firm.

Lütfen postamı bu adrese gönderin. - Please forward my mail to this address.

in future
bundan sonra
in future
bundan böyle
in future
sonra
forward
gelişmiş
forward
ileriye

Tom ileriye doğru bir adım attı. - Tom took a step forward.

Jessie küçük eşeği ileriye doğru sürdü. - Jessie urged the little donkey forward.

forward
{f} yeni adrese yollamak
forward
şımarık
forward
ön

Tokalaşmak için öne doğru adım attı. - She stepped forward to shake his hand.

Eğer en iyi ayağınızı öne koyarsanız, başarılı olursunuz. - If you put your best foot forward, you will succeed.

forward
küstah
forward
cüretkâr
forward
{i} forvet

Forvet oyuncusu gol attı. - The forward kicked a goal.

forward
{s} ileride olan, öndeki, ön; ileri
forward
{s} istekli
forward
{s} vadeli
forward
{s} ileriye yönelik

Bu, ileriye yönelik büyük bir adımdır. - This is a big step forward.

forward
{s} fazla ileriye giden
forward
{s} cüretli
forward
(isim) forvet, ileride yer alan kimse
forward
z. ileri doğru, ileri
in future
ileride
in future
gelecekte

Bu tür hataların gelecekte olmamasını sağlamak için elimden geleni yapacağım. - I will do my best to ensure that such mistakes do not occur in future.

Gelecekte ben tırnak işaretli cümlelerden kaçınmayı tercih ediyorum. Bu cümleler için ve benim için daha iyi olacak. - In future I'd prefer to avoid sentences with quotation marks. That'll be better for the sentences and for me.

الإنجليزية - الإنجليزية
forward
in the time to come
in future
in the future, from here on, hereafter, next time
in the future

    الواصلة

    in the fu·ture

    التركية النطق

    în dhi fyuçır

    النطق

    /ən ᴛʜē ˈfyo͞oʧər/ /ɪn ðiː ˈfjuːʧɜr/

    فيديوهات

    ... Demography provides us with a reliable way to imagine and to reimagine the future.  So ...
    ... when there's no date, they get stone drunk.  In the future, they'll go to the wall, conjure ...
المفضلات