in progress, happening.

listen to the pronunciation of in progress, happening.
الإنجليزية - التركية

تعريف in progress, happening. في الإنجليزية التركية القاموس.

cooking
{i} yemek pişirme

Haftada bir kez yemek pişirme dersleri alır. - She takes cooking lessons once a week.

Tom'un canı yemek pişirmek istemiyor. - Tom doesn't feel like cooking.

cooking
{i} aşçılık

Ben geçen baharda bir aşçılık dersi aldım ve ekmek pişirmeyi öğrendim. - I took a cooking class last spring and learned to bake bread.

Aşçılık hakkında her şeyi bilir. - She knows everything about cooking.

cooking
(Gıda) pişirerek

Biz yemek pişirerek çok eğlendik. - We had so much fun cooking.

O, bütün öğleden sonrayı yemek pişirerek geçirdi. - She spent all afternoon cooking.

cooking
pişim
cooking
{f} pişir

Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul. - My mother is busy cooking dinner.

Bu tarz pişirme Çin'e özgüdür. - This style of cooking is peculiar to China.

cooking
pişirmeye uygun
cooking
{i} yemek pişirme/pişme
cooking
yemek pişirmede kullanılan
cooking
{i} yemek pişirme sanatı
cooking
mutfak

Tom mutfakta pişen yemeğin kokusunu alabiliyordu. - Tom could smell breakfast cooking in the kitchen.

Tom mutfakta Mary ile birlikte akşam yemeği pişiriyor. - Tom is in the kitchen with Mary cooking dinner.

cooking
yemeklik
cooking
piş/pişir
الإنجليزية - الإنجليزية
cooking

The project took a few days to gain momentum, but by the end of the week, things were really cooking.

in progress, happening.
المفضلات