in or towards the bows of a ship

listen to the pronunciation of in or towards the bows of a ship
الإنجليزية - التركية

تعريف in or towards the bows of a ship في الإنجليزية التركية القاموس.

fore
baş tarafta önde
fore
(Kanun) önde olan
fore
başta
fore
ön

Kimse ne olacağını öngöremez. - Nobody can foresee what'll happen.

Hava tahmini göre, yağışlı mevsim önümüzdeki hafta başlayacak. - According to the weather forecast, the rainy season will set in next week.

fore
önek on; önceden; önceki
fore
{i} pruva
fore
{s} önde

Mary ülkenin Suriye'deki çatışma konusundaki en önde gelen uzmanıdır. - Mary is the country's foremost expert on the conflict in Syria.

Subrahmanyan Chandrasekhar yirminci yüzyılın önde gelen astrofizikçilerinden biriydi. - Subrahmanyan Chandrasekhar was one of the foremost astrophysicists of the twentieth century.

fore
ön taraftaki
fore
öne geçmek
fore
dikkat

Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu. - The forest fire occurred through carelessness.

Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin! - If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!

fore
daha evvelki
fore
ön kısımda/ön kısıma
fore
önde olan şey
fore
come to the fore başa geçmek
fore
{i} baş taraf
fore
ilk

Şimdiye kadar ilk kez arabamı ormanda park ettim. - This is the first time I've ever parked my car in the forest.

Safran ilkbaharın bir müjdecisidir. - The crocus is a forerunner of spring.

fore
(İnşaat) baş, ön, öncü
fore
the fore part ön taraf
الإنجليزية - الإنجليزية
fore
in or towards the bows of a ship

    الواصلة

    in or to·wards the bows of a ship

    التركية النطق

    în ır tıwôrdz dhi bauz ıv ı şîp

    النطق

    /ən ər təˈwôrdz ᴛʜē ˈbouz əv ə ˈsʜəp/ /ɪn ɜr təˈwɔːrdz ðiː ˈbaʊz əv ə ˈʃɪp/
المفضلات