in gutem glauben

listen to the pronunciation of in gutem glauben
الإنجليزية - التركية

تعريف in gutem glauben في الإنجليزية التركية القاموس.

innocent
{s} suçsuz

Beth, Sally'nin yalnızca suçsuz numarası yaptığını iddia etti. - Beth argued that Sally was only pretending to be innocent.

Tom suçsuz olduğunu vurguladı. - Tom insisted he was innocent.

innocent
{i} aptal

Sen aptal bir kız değilsin, değil mi? - You're not an innocent girl, are you?

innocent
suçsuz olmak
innocent
{i} saf

Tom saf saf gülümsedi. - Tom smiled innocently.

Görünüşe rağmen, sen bir sapıksın. Ben bir sapık değilim. Ben saf ve masum bir genç kızım. Evet, evet, yok daha neler. - Despite appearances, you're a pervert. I'm not a pervert. I'm a pure and innocent young girl. Yeah, yeah, give me a break.

bona fide
gerçekten
bona fide
hakiki
bona fide
İyi niyetli, içten
bona fide
hüsniyetli,iyi niyetli
bona fide
gerçek
bona fide
iyi niyetli
bona fide
içten
in good faith
iyi niyetle
in good faith
sadece birinin sözüne güvenerek
in good faith
samimiyetle
innocent
saflıkla
innocent
innocent emusement zararsız eğlence
ألمانية - الإنجليزية
bona fide/bonafide
bona fide
in good faith (postpositive)
innocent
in good faith