in every place, in all places

listen to the pronunciation of in every place, in all places
الإنجليزية - التركية

تعريف in every place, in all places في الإنجليزية التركية القاموس.

everywhere
her yer

Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var! - You can't get lost in big cities; there are maps everywhere!

Ayırdedilebilir bir işlev her yerde süreklidir. - A function that is differentiable everywhere is continuous.

everywhere
her tarafta

Her tarafta insanlar var. - We have people everywhere.

everywhere
her taraf

Her tarafta insanlar var. - We have people everywhere.

Her tarafım kaşınıyor. - I feel itchy everywhere.

everywhere
her yerde

O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır. - She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.

Ona her yerde baktılar, ama hiçbir yerde bulamadılar. - They looked everywhere for him, but couldn't find him anywhere.

everywhere
ıf.her yerde: prep.her yer
everywhere
dağ taş
everywhere
sağda solda
everywhere
her yere

Polis her yere baktı ve Tom'la ilgili herhangi bir iz bulamadı. - The police looked everywhere and couldn't find any trace of Tom.

Polis her yere baktı ve Tom'la ilgili hiçbir iz bulamadı. - The police looked everywhere and could find no trace of Tom.

الإنجليزية - الإنجليزية
{a} everywhere
in every place, in all places
المفضلات